Yazar Gökhan Yavuzel ile yaşamı ve yazım hayatı ile ilgili kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.
Yazar Gökhan Yavuzel ile yaşamı ve yazım hayatı ile ilgili kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.
/

Yazar Gökhan Yavuzel ile yaşamı ve yazım hayatı ile ilgili kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

2 mins read

’Korku kaybettirir, tedirginlik olumlu sonuçlara yol açmaz. Zavallı insanlarla yol alınmaz. Gözümün gördüğü ne varsa hiçbirinden korkmam ama gözlerime bakınca ürküyorlar. Çünkü o gözlerde yoğrulmuş derin acılar ve kendini tek başına inşa etmişliğin izleri vardır. Yani, benim yaşamımda, genç yaşıma rağmen, korkuya kapılacak ve kaybedecek bir şeyin olmadığına inanıyorum.’’

Gökhan Yavuzel

  • Sayın Yavuzel, biraz sürgün yaşamınızdan bahseder misiniz?

Sürgün yaşamından. getirdiklerinden, kaybettiklerinden ve kazançlarından çok defa farklı açılardan yayımlanmış yazılarımdan bahsettim. Ayrıca bununla ilgili paylaştığım kendime ait aforizmalar var. Bu yaşamı sürdüreceğiz, biraz umutla, biraz öfkeyle, biraz sevinçle, biraz kendini bulmayla… Ama kendimizi ve duruşumuzu kaybetmeden…

  • Edebiyat alanında yazdıklarınız, konuları farklı bir açıdan işlemeniz ve aldığınız ödüllerle önemli bir isim haline geldiniz, mevcut durumda halen yazmaya ve üretmeye devam ediyorsunuz. Üretkenliği sürdürmenin altında yatan sebep nedir?
Yazar Gökhan Yavuzel

Bence üretkenliğin koşulları önemlidir, ancak kesin belirleyici değildir. Rahat koşullarda yapılan edebi üretimin daha sürükleyici ve kaygısız olduğu durumlar vardır. Ancak onu zor yaşam koşullarında ortaya çıkarabilmenin lezzetini hissetmek ayrıcalıktır. Üretmek ve üretmeye çalışmak gibi sorumluluğu kendimde hissediyorum. Aksini düşünmek, tamamen kaybolmaya yelken açmaktır.

  • Bir gün ülkeye dönmeyi arzuluyor musunuz, veya vatanı özlüyor musunuz?

Elbette… Öyle ya da böyle bir şekilde dönmek isterim. Ancak mesele dönmek değil; gençliğimizden, duygularımızdan, bizleri buralarda yaşamaya hapseden ve yaşamamız gereken daha güzel bir yaşamı elimizden alan düzeni ve yaşamı sorgulamaktır diye düşünüyorum. Bir gün dönebilsem bile, bıraktığım hiçbir şeyin aynı kalmayacağını ve değişimlere yabancılık hissini yaşayabileceğimi biliyorum. Bu da ayrı bir sürgünlük olacaktır.

  • Bazı Tweetlerinizde düzene olan öfkenizi ve sürgünde yaşamanın verdiği duygusal zorluklara dem vurduğunuzu görebiliyoruz… Bu duygularla yaşamak zor değil mi?

Bence zor üstü bir kavram… Zor üstü duygulara meydan okumak, okuyabilmek, büyük sonuçlara büyük üretimlere sebep veriyor. Ben büyük oynuyorum, bu yüzden sözlerim, düşündüklerim, üretimin içerikleri de büyük oluyor. Sanatımı basiretsiz, kılıfsız ve kişiliksiz yapmak istemiyorum.

Kişisel duygulardan söz açmayı gereksiz görüyorum, ancak yaralarım da büyüktür.

  • Son olarak, belirtmek istediğiniz şeyler var mı?

’Son olarak’’ deyince, İdama gidiyormuşum gibi hissettim… Yalnız çocukları unutmayın, suçsuz yere öldürülenleri unutmayın, haksızlıkla boğuşanları unutmayın.

Sanat denilen şeyin gayesi yaşatmak, iyiyi ve hatta daha iyiyi, güzeli inşa etmek olduğunu düşünürsek, barışın ve daha bir çok güzel duyguların yaşama tesir etmesi için herkesin kendi alanında katkı sunabilmesi, ufakta olsa bir gayret içinde olması gerektiğini düşünüyorum.

Söyleşi için çok teşekkür ederim, yayın hayatınızda başarılar diliyorum.

5/5 - (2 votes)
Haber Oku
Tidings Globe