Stalin Neden Sovyetler Birliği'nde Dini Yok Etmeye Çalıştı?
Stalin Neden Sovyetler Birliği'nde Dini Yok Etmeye Çalıştı?
////

Stalin Neden Sovyetler Birliği’nde Dini Yok Etmeye Çalıştı?

1 min read

Joseph Stalin, dine ve dini liderlere karşı benzersiz bir şekilde acımasız bir kampanya yürüttü.

1917’de Rusya’da Komünist yönetim dönemi başladığında, din, gelişen bir sosyalist toplumun önünde bir engel olarak görülüyordu. Komünist Manifesto’nun ortak yazarı Karl Marx’ın belirttiği gibi, “Ateizmin başladığı yerde komünizm başlar.”

Joseph Stalin, Sovyetler Birliği’nin ikinci lideri olarak cumhuriyete militan ateizmi dayatmaya çalıştı. Stalin’e göre yeni “sosyalist adam”, onu sınıfsal baskıya bağlamaya yardım eden dini zincirlerden arınmış ateistti. 1928’den II. Dünya Savaşı’na kadar, bazı kısıtlamaların gevşetildiği dönemde, totaliter diktatör kiliseleri, sinagogları ve camileri kapattı ve Tanrı kavramını bile ortadan kaldırmak için binlerce dini liderin öldürülmesini ve hapsedilmesini emretti.

1928’de başlatılan “Tanrısız Beş Yıllık Plan”, din karşıtı örgüt Militan Ateistler Birliği’nin yerel hücrelerine dini ortadan kaldırmak için yeni araçlar sağladı. Kiliseler kapatıldı ve mülklerinin yanı sıra basit ayinlerin ötesine geçen her türlü eğitim veya sosyal yardım faaliyetleri ellerinden alındı. Kilise liderleri, devrim karşıtı oldukları gerekçesiyle hapsedildi ve bazen idam edildi. Kalan az sayıdaki din adamının yerini rejime sempati duyduğu düşünülen kişiler aldı.

Temelde, sosyal reformlar ve ateizm yanlısı yayınlar, dini günlük yaşamdan tamamen çıkarmaya çalıştı. 1929’da başlatılan yeni Sovyet takvimi, hafta sonlarını ortadan kaldırmıştı. Böylece emek kavramında devrim yaratmak için tasarlanmış beş günlük kesintisiz bir haftayı içeriyordu. Yeni takvim, Müslümanların, Musevilerin ve Hıristiyanların ibadet günleri olan Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerini ortadan kaldırmış oldu. Bu politika neticesinde 11 yıl boyunca Sovyetler Birliği’nde hafta sonu diye bir şey hiç olmadı.

Ülke genelinde kiliseler, sinagoglar ve camiler ibadethane formundan çıkarılarak müzeye dönüştürüldü. Fakat, II. Dünya Savaşı geldiğinde dini inançların halk nezdinde hala çok etkili olduğunu gören Stalin, savaş propagandası için dini kullanmaya başladı. Dini kullanarak halkı kandırdı ve cepheye sürdü, dini kullanarak asker topladı ve din üzerinden algı yaparak sahte bir ulusal bilinç yaratmaya çalıştı.

5/5 - (5 votes)

Umut Güner

Tarihçi ve siyaset bilimci. Lisans eğitiminin ardından Kocaeli Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamladı. Uzun yıllar muhtelif vakıf, dernek ve organizasyonlarda toplumsal, kültürel ve entelektüel faaliyetler içerisinde bulundu. Türkiye ve ABD medyasında siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler konularında yazılar yazdı. Kitap çalışmaları ve uluslararası hakemli dergilerde yayınlamış akademik makaleleri bulunmaktadır. Berkeley Institute of Politics’de direktör olarak çalışmaktadır. Ortaçağ Tarihi, Sosyal ve Siyasî Organizasyonlar, Devlet, Siyaset ve İktidar Felsefesi ile Politik Kuramlar alanlarında akademik ihtisas çalışmaları yürütmektedir.

Haber Oku
Tidings Globe