ABD’de Doğal Kaynaklar ve Çevre
ABD’de Doğal Kaynaklar ve Çevre
/

ABD’de Doğal Kaynaklar ve Çevre

1 min read

ABD topraklarının %5’i şehir ve yollardan, %26’sı ekilebilir araziden, %21’i ormanlardan ve %21’i diğer alanlardan oluşmaktadır. ABD, çok çeşitli iklim yapısına ve çöl, dağ ve ormanlar bakımı ndan çok fazla çeşitlilik gösteren bir topografyaya sahiptir. Michigan ve Superior gölleri, 50.000 km2 alana sahip göller olup, Missouri (4,090 km) ve Mississippi (3,770 km) ülkenin en uzun nehirleridir.

Doğal afetler açısı ndan ABD önemli risk altındadır. Özellikle tropikal fırtı nalar Haziran ayından Kasım ayı sonuna kadar Florida ve Körfez çevresinde büyük zararlara ve su basmalarına neden olmaktadır. Batı sahillerinde özellikle Kaliforniya’da deprem ve sarsıntılar sıklıkla yaşanmaktadır.

Batı eyaletlerinde neredeyse her yıl büyük orman yangınları yaşanmakta olup, hektarlarca ormanlık alan zarar görmektedir. Orta bölümde yer alan eyaletler açısından en büyük risk ise şiddetli kasırgalardır. Diğer taraftan doğu sahillerinde çeşitli yıllarda susuzluk büyük bir sorun olarak yaşanmıştır. Bununla beraber, ülkede doğal afetler son derece iyi organize edilmiş erken uyarı ve ilk yardım sistemi ile daha az zararla atlatılır hale gelmiştir.

ABD’nin sahip oldu ğu ba şlıca doğal kaynaklar; kömür, bakır, kurşun, molibden, fosfat, uranyum, boksit, altı n, demir, civa, nikel, gümüş, tungsten, çinko, petrol ve doğal gazdır. Doğayı koruma konusunda bilincin oluşması sonucu hava ve su kirliliğine karşı ve nesli tehlikeye giren hayvanlar için çevre korumacı düzenlemelerin ve önlemlerin alınmasıyla ABD’de su ve havanın kalitesi giderek artmıştır. Havada bulunan karbon-monoksit gazı ve sülfür-dioksit gazları 1970’lerdeki düzeyine kıyasla ciddi oranında azalmıştır.

Dünya nüfusunun %5’ine bile sahip olmayan ABD, dünyadaki toplam karbondioksit kirliliğinin %25’ini üretmektedir. ABD, Birleşmiş Milletler İklim De ğişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında 1997 yılında imzalanan ve sanayileşmiş/gelişmiş ülkelerin sera gazı salınımlarının 2008-2012 yılları arasında 1990 düzeyinin %5,2 altına çekilmesini hedefleyen Kyoto Protokolu’nu daha önce imzalamış olmasına rağmen reddetmektedir. ABD tarafı daha az maliyetli, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkeleri de kapsayan ve gaz salınımlarına ilişkin daha etkin bir program istemektedir.

Rate this post
Haber Oku
Tidings Globe