Kamu Malına Hainlik Etmeyelim

3 mins read

“Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir.” (Âl-i İmran, 3/161)

Toplumsal görevlerimizden birisi de, kamu mallarını ve kamunun hakkını ko-rumak, kamu malına hıyanet etmemek, kamu hakkını ihlal edenlere seyirci kalma-maktır. Çünkü kamuya, yani toplumun bütününe ait mal ve değerler, gerek bireyler gerekse yöneticiler açısından birer emanettir. Her birey, doğrudan ya da dolaylı ola-rak bu emanetlerin korunmasından ve yerli yerince kullanılmasından sorumludur.

İşte yukarıda mealini verdiğimiz âyet-i kerime bu konuda bizleri uyarmakta, kamu malına hıyanetin cezasız kalmayacağına dikkatimizi çekmektedir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), devlet ve millete ait emanetlerin korunması hu-susunda son derece titizlik göstermiş, yöneticilerin zaruri ihtiyaçları dışında devlet malından bir şey almamalarını istemiş (Müsned, IV, 229), kendisi de her konuda oldu-ğu gibi bu konuda da ümmeti için en güzel örneği sergilemiştir. Birçok hadislerin-de kamu malından bir şeyi zimmetine geçiren kimsenin (gulûl yapanın), kıyamet gününde o malı sırtlanmış olarak Allah’ın huzuruna çıkarılacağını haber vermiştir.

Ebû Humeyd es-Sâidî (r.a)’den rivayet edilen bir hadise göre, Resûlullah (s.a.s) Ezd kabilesinden İbnü’l-Lütbiyye’yi zekât toplamakla görevlendirmiş, bu zatın daha sonra bazı mallarla Hz. Peygamber’e gelip; “Şunlar size ait, bunlar da bana hediye olarak verildi” demesi üzerine Resul-i Ekrem minbere çıkıp; “Benim –zekât topla-mak için- gönderdiğim bir memura ne oluyor ki, ‘Şunlar sizin, şunlar da bana hediye edildi’ diyebiliyor? Dikkat edin, bu kişi evinde otursaydı, kendisine hediye verilir miydi? Muhammed’i kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, sizden her kim bu (bu devlet malı)ndan alırsa mutlaka onu boynunda taşır olduğu halde Kıyamet günü gelecektir…” buyurdu (Buharî, “Hiyel” 15, “Zekât” 67, “Hibe” 17, “Eymân” 3; Müslim, “İmaret” 26).

Başka bir hadislerinde ise; “Mal tahsili için memur tayin ettiğimiz bir kimse, bizden bir iğneyi veya ondan daha küçük bir şeyi gizlese, bu hıyanet olur ve o şeyi kıyamet günü getirir… Sizden kimi malî bir göreve tayin edersek, o malın azını da çoğunu da getirsin…” (Müslim, “İmâre”, 30) buyurmuşlardır.

Kamu malından çalmanın ya da kamu malına hıyanet etmenin vebali öylesine büyüktür ki, Hz. Peygamber bu gibi kimselerin cenaze namazlarına bile katılma-mıştır. Zeyd İbn Hâlid (r.a) anlatıyor: “Hayber Savaşı sırasında ashaptan biri öl-dürülmüştü. Hz. Peygamber’e haber verildi. O, “Arkadaşınız üzerine namaz kılın!” buyurdu. Hz. Peygamber’in bu sözü üzerine, halkın çehresi değişmiş, üzerlerine bir soğukluk çökmüştü. Bunun üzerine Hz. Peygamber olaya şöyle açıklık getirdi: “Arkadaşımız Allah için cihad sırasında ganimetten çalmıştı!” Bunun üzerine, maktulün eşyasını karıştırdık. Yahudilere ait boncuk kolyelerden iki dirhem bile etmeyen bir kolyeyi çalmış olduğunu gördük.” (Muvatta, “Cihâd”, 23; Ebu Dâvud, “Cihâd”, 14)

Bireysel çıkarlar uğruna kamunun haklarını ihlal etmek, görevi kötüye kullan-mak, rüşvet alıp vermek, karaborsacılık yapmak, kamu malını zimmetine geçirmek, vergi kaçırmak, kaçak su ve elektrik kullanmak gibi olumsuzlukların her biri de kamu malına hıyanettir ve gerçek bir müminde asla bulunmaması gereken özellik-lerdir.

Bu bakımdan her Müslüman, kamu hakkını ve kamu mallarını korumalı, haksız yollarla bunları edinmemelidir. Bunların kıyamet gününde hesabının çok ağır olaca-ğını asla unutmamalıdır. Çünkü kamu malları, bütün topluma aittir. Kamu malına hıyanet eden kimse toplumun bütün bireylerine karşı suç işlemiş olmaktadır.

Diğer yandan, kamu malına hıyanet etmenin ağır sorumluluğu sadece bu işi ya-panları değil, aynı zamanda bu gibileri koruyup gözetenleri veya göz yumanları da kapsamaktadır. Nitekim sevgili Peygamberimiz, “Kim aşıranı gizlerse, o da ondandır” buyurarak bizleri dikkatli ve duyarlı olmaya çağırmışlardır.

Rate this post
Haber Oku
Tidings Globe