İslamiyeti Göre Eşler Arasında Sevgi

3 mins read

“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rûm, 30/21)

Toplumu oluşturan temel yapı ailedir. Aile; kişinin huzur bulduğu bir ortam, neslin devamı için bir vesile, kişiyi çeşitli kötülüklerden koruyan bir araçtır.

Ailenin huzur ve mutluluğu, toplumun huzur ve mutluluğu demektir. Aile mut-luluğunun sağlanması, eşlerin ve diğer aile fertlerinin birbirlerine sevgi, saygı ve hoşgörü çerçevesinde davranmaları ile mümkündür. Acısıyla, tatlısıyla bir ömür boyu beraber hayat sürecek eşlerin dostluğa, karşılıklı sevgi ve saygıya herkesten daha çok ihtiyaçları olduğu açıktır. Nitekim okuduğumuz ayet-i kerimede de be-lirtilen “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için eşler yarattık…” şeklindeki ifade, eşlerin yaratılış amacını açıklamakta, dolayısıyla insanın eşini kendisiyle huzur ve mutluluk bulacağı varlık olarak görmesini telkin etmektedir. Şu halde aile hayatında mutluluğun ön şartı eşlerin böyle bir bakış açısına sahip olmalarıdır.

Yakın zamana kadar birbirlerini tanımayan iki ayrı cinsin çok güçlü bağlarla bir-birine bağlanması, temelinde iffet anlayışı bulunan, karşılıklı güven ve sevgi duy-gularıyla geliştirilen bir aile kurumunun bina edilmesi, yüce Allah’ın insanlığa en büyük lütuflarındandır. Âyette ifade buyurulduğu üzere iyi düşünen kimseler için bundan çıkarılacak önemli dersler vardır.

Kâinatın temeli sevgi üzerine kuruludur. Sevgi, aile mutluluğunu besleyen ana kaynaktır. Bu kaynağın tıkanması durumunda aile saadeti de tehlikeye girer. Nitekim Rabbimiz de evlilik hayatının gerekli şartlarından olan sevgiyi, kalplerin kay-naşmasına vesile kılmaktadır. Zira Kur’an’da belirtildiği gibi kalplerin kaynaşması ancak Allah’ın dilemesiyle olur. Eşlerin davranışları kalplerin kaynaşması için bir vasıta olmalıdır. Bunu başarabilen eşler, ruh ve beden sağlığı açısından da şanslı-dırlar. Sürekli didişme içinde olan eşler ise bu ön şartı yerine getirmediklerinden aralarındaki muhabbet azalmaya, kalp birlikteliği kaybolmaya başlar, boşanarak aile hayatını yıkmasalar dahi psikolojik sıkıntılara maruz kalıp sağlıklarını kaybedebilir-ler. Bu nedenle eşler birbirlerine verdikleri değer, sevgi ve saygıyla mutluluk ağacını dikmeli, çocuklar da bu mutluluğun meyveleri olmalıdır. Mutlu olmayan eşler, mut-lu çocuklar yetiştiremezler.

Aileyi oluşturanlar, iki farklı ailede hayatı yaşamış iki farklı kişilik iken, aile oluş-turmanın gereği olarak bir teknede yoğrulmuşlardır. Eşlerin uyumlu olmaları, her konuda aynı fikirde olmaları sonucunu doğurmadığı gibi, her konuda aynı fikirde olmak da uyumlu bir hayatın tek sebebi değildir. Evlilikte de uyum şartı olan “bir ortak görüş, düşünüş, zevk ve değerlendirme alanı” vardır. Genel kabul gören konu-lar dışında yoruma, tercihe ait konularda farklı görüşler hayata renk katar, değişiklik ve zenginlik getirir. Eşler arasında tartışma olabilir. Tartışmanın amacı üstün çıkmak değil, en doğru ve en makul olanı gerçekleştirmektir. Eşler arasında baskı değil ikna, çatışma değil uzlaşma, nefret değil sevgi, saldırı değil iletişim olmalıdır.

Evlilik sevgiye açılan en geniş ve en ağır kapıdır. Sevgi, birbirini seven insanların eksik ve kusurlarını hissetmemesidir. Bu itibarla eşler birbirine hem dost, hem ar-kadaş, hem de sırdaş olmalıdır. Seven insanlar birbirlerine seni seviyorum demekten çekinmemeli, sevgide cömert, nefrette cimri olmalıdır. Sevgi ve saygı ile kurulan bu kutsal ocağın tütmesi için her türlü fedakârlıktan kaçınmamalı, birbirlerinin eksik ve kusurlarını değil iyi ve güzel yanlarını ön plana çıkarmalı, hayatı hürmet ve şefkat ekseninde paylaşmalıdır.

Unutmayalım ki, sevgi ve anlayış eksikliğinden geçimsizlik, geçimsizlikten ise kötü muamele ve şiddet doğabilmektedir. Özellikle evliliklerini sağlam temeller üzerine kuramamış veya evliliğin devamlılığı için ön şartları yerine getirememiş eş-ler arasındaki geçimsizlik, boşanmalara yol açmakta, çocuklar üzerinde de onarıl-maz vasıfta menfi tesirler meydana getirmektedir.

Rate this post
Haber Oku
Tidings Globe