Âşık Yarışmaları ve Karşılaşmaları Nedir?

2 mins read

Âşık yarışmaları, âşıkların yetenekleri ve güçleri ile birbirleriyle çekiştiği ortamlardır. Bu tür karşılaşmlara divana çıkma, meydan edilme adları da verilmektedir. Bu yarışmaları yönetmek üzere meydana bir divan âşığı çıkarılırdı. Bu, yol yordam bilen usta bir âşıktır ve izleyenler tarafından seçilir. Ayrıca divanı idare etmek ve karar vermek üzere bir “hakem heyeti” bulunur. Önce yarışacak âşıklar tanıtılır. Sonra ağırlama başlar. Ağırlama sırasında âşıklar hafif hafif atışmaya, deyişmeye ve birbirlerine söz çarpmaya başlarlar. Taşlama arttıkça, karşılaşmanın ritmi de artar. Ağırlamanın ardından iğneleyici, küçümseyici ve takılmalı deyişler söylenir. Bunu tutmacalar, karşı-beriler ve bağlama-çözmeler izler. Bağlama-çözmeler çok uzun sürebilir ve günlere yayılabilir. En sonunda âşıklardan biri diğerini alt eder ve yenen âşık ortaya konulan ödülü alır. Yenilen, sazını yenene teslim eder ve yenen eğer kendisinin büyüğüyse elini öper. Yenen ise genellikle sazı geri verir. Bu bir büyüklük göstergesi ve âşıklar loncasının sürekliliğini simgeleyen bir davranıştır. Zira yenilenin bir daha divana çıkmaması, bir daha sazı eline almaması bile söz konusu olabilir. Âşık yarışmalarının böyle ağır bir yaptırımı da vardır. Yenilme durumu bağlanmak veya hapis etmek deyimleri ile de anlatılır. Yenmek, üstün gelmek deyimiyle, berabere kalmak ise denk gelmek deyimiyle anlatılır. Yarışmaların yanısıra karşılaşmalara da rastlanır. Karşılaşma genel bir adlandırmadır. Eskiden bu tarza tekellüm de denilirdi. Karşılaşma, en az iki aşığın irticalen, yani o anda akla geldiği gibi, kendi fikirlerini, ruh hallerini, duygu ve düşüncelerini, dünya görüşlerini, bilgi, kanaat ve tecrübelerini sergilemek, bu meyanda dinleyenleri eğlendirmek ya da birbirlerine üstün gelmek için, belirli kurallara bağlı olarak şiirli-ezgili söyleşmeleridir. Karadeniz bölgesinde âşıklar, birbirlerine temeli manîler olan karşı-beriler veya atma türküler söylerler. Karşılaşmalarda âşıkların, soru-cevap yoluyla, dar ayaklarla ya da çift kafiyeli ayaklarla birbirlerine üstünlük sağlamaya çalıştıkları da görülür. Bu yol, âşığın rakibini sınama, tartma yoludur. Bu sınama veya tartma, oldukça ölçülü cereyan eder ve bu haliyle atışma ve deyişme tarzlarından ayrılır. İğnelemelerin, rakiple dalga geçmenin, benzetme ve kinayelerle rakibi küçük düşürmenin amaçlandığı atışmalarda üstün gelme yerine, izleyenleri eğlendirme kaygısı ön plandadır, bu yüzden ayak usulü kullanılmaz. Deyişmelerde ise sohbet esas olup ne galip gelme kaygısı ne de rakibe takılma kaygısı vardır. Burada iki ya da daha fazla âşık, ayaklar yoluyla, birbirleriyle manzum biçimde söyleşirler ve kanaatlerini, inanışlarını, bilgi ve tecrübelerini aktarırlar.

Rate this post
Haber Oku
Tidings Globe